MAKALE & YORUM DETAYI
  • Tarih:  31.12.2018
  • Konu:  KDV 22 no.lu Tebliğ Taslağı Hakkında Görüş ve Öneriler
  • Yazar:  Muzaffer DEMİR -   Yeminli Mali Müşavir -   Sorumlu Ortak Baş Denetçi

Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ 22 Seri No.lu Genel Tebliğ Taslağı Hakkında Değerlendirme ve Öneriler

 

1- 7104 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle, 3065 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan bir değişiklikle indirim hakkı, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılının sonuna kadar uzatılmış ve bu hükmün 1/1/2019 tarihinden itibaren yürürlüğe girmesi öngörülüştür. Tebliğ taslağının 5. Maddesinde KDV Genel Uygulama Tebliğinin (III/C-1.) bölümünün sonuna eklenmesi öngörülen üçüncü paragrafta;

 

Ancak, 2018 takvim yılına ilişkin mal ve hizmet alımlarına (vergiyi doğuran olayı 2018 yılında gerçekleşen) ait belgelerin 2019 yılında ilgili defterlere kaydedilmek suretiyle indirim konusu yapılması mümkün değildir.

 

açıklaması ile Kanunda öngörülmemesine rağmen indirim hakkının kullanılmasına ilişkin uzatılan sürenin, değişikliğin yürürlük tarihinden sonra gerçekleşen vergiyi doğuran olaylar için uygulanabileceği açıklanmıştır. Oysaki yapılan değişikliğin amacı indirim hakkının kullanma süresinin mükellef lehine uzatılması olup, kanun metninde bir kısıtlamada bulunmadığından 2018 yılında meydana gelen vergiyi doğuran olaylara ait vesikalar 2019 yılında yasal defterlere kaydedildiğinde KDV indirim hakkının kullanılabilmesi gerekmektedir.

 

Bu sebeple Tebliğ taslağının (III/C-1.) bölümünün sonuna (aşağıda ikinci maddede açıklandığı üzere (III/C-5.6 numaralı bölümde) eklenmesi öngörülen paragraflardan üçüncüsü kaldırılmalı ikincisi de aşağıdaki şekilde değiştirilmelidir.

 

“Bu hükme göre, 2018 takvim yılına ilişkin mal ve hizmet alımlarına (vergiyi doğuran olayı 2018 yılında gerçekleşen) ait belgelerin 2019 takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili defterlere kaydedilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen KDV tutarları indirim konusu yapılabilecektir.”

 

2- Tebliğ taslağının 5. Maddesinde KDV indirim hakkının kullanılmasına ilişkin sürenin uzatılmasına ilişkin olarak; “7104 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle, 3065 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında değişiklikle 1/1/2019 tarihinden itibaren indirim hakkı, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilecektir…” şeklinde başlayan paragrafların Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin III/C-1. bölümünün sonuna eklendiği belirtilmiştir.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin III/C-5.6 numaralı bölümünde vergi indiriminin zamanı ile ilgili olarak özel bir madde yer almakta olup, KDV indirim hakkının kullanılmasına ilişkin sürenin uzatılmasına ilişkin açıklamaların Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin III/C-1. bölümünün sonu yerine, III/C-5.6 numaralı bölümünün değiştirilmesi suretiyle yapılması uygun olacaktır. Bu konudaki önerimiz aşağıda yer almaktadır.

  

KDV Genel Uygulama Tebliği III/C-5.6

Mevcut Metin

KDV Genel Uygulama Tebliği III/C-5.6

Öneri

 

5.6. İndirimin Zamanı

 

3065 sayılı Kanunun (29/3) üncü maddesi hükmüne göre indirim hakkı, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme döneminde kullanılabilecektir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilindiği üzere Vergi Usul Kanununun kayıt nizamına ilişkin 219 uncu maddesinin “a” bendinde; “Muamelelerin, işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir" hükmü yer almaktadır. Aynı Kanunun (352/1–6) ncı maddelerinde ise bu hükme aykırı hareket edilmesi halinde, 1 inci derece usulsüzlük cezası uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Buna göre, fatura ve benzeri vesikalar 10 gün içinde defterlere kaydedilebilecek, indirim hakkı ise vesikaların kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme döneminde kullanılabilecektir. Ancak bu indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı içinde kullanılması, yılın aşılmaması gerekir.

 

 

 

 

 

 

 

 

Öte yandan Kanunun (11/1-c) ve geçici 17’nci maddeleri uyarınca satıcı tarafından ihraç kayıtlı teslim kapsamında teslimi gerçekleştirilen mallara ilişkin KDV, alıcı tarafından malın teslimi anında indirilecek KDV hesaplarına intikal ettirilmemektedir. Alıcı tarafından söz konusu alım nedeniyle yüklenilen KDV, süresi içinde ihracatın gerçekleşmemesi durumunda indirilecek KDV olarak kayıtlara intikal ettirilebilmektedir. Dolayısıyla bu durumda alıcının ihracat için verilen sürenin son gününü izleyen gün itibarıyla indirim imkanı doğan vergiyi, bu günü içine alan takvim yılı aşılmamak kaydıyla indirim konusu yapması mümkündür.

 

Örnek: 28 Ağustos 2012 tarihli alış faturasının 10 günlük süreyi aşmayacak şekilde 5 Eylül 2012 tarihinde deftere kayıt edilmesi halinde faturada gösterilen KDV 5 Eylül 2012 dönemi işlemlerine dahil edilerek indirim konusu yapılabilecektir.

 

Mükellefler bu suretle belgeleri kanuni sürenin geçmesinden sonra defter kayıtlarına almaları halinde de fatura ve benzeri vesikalarda ayrıca gösterilen KDV’yi bu belgelerin kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme döneminde indirim konusu yapabilir.

 

Örnek: Yukarıda örnekte yer alan 28 Ağustos 2012 tarihli faturanın 16 Ekim 2012 tarihinde deftere kayıt edilmesi halinde Ekim/2012, 4 Kasım 2012 tarihinde deftere kayıt edilmesi halinde de Kasım/2012 vergilendirme dönemlerinde indirim konusu yapılabilecektir. Ancak her halükarda 2012 yılının içinde kesilen faturanın o yıl defterine kayıt edilip, yine o yılda indirim konusu yapılması gerekmekte olup, yukarıdaki örnekte belirtilen faturada yer alan verginin Ocak/2013 veya müteakip vergilendirme dönemlerinde indirimi söz konusu olamayacaktır. Ancak Vergi Usul Kanununun kayıt nizamı hükümlerine uyulmaması halinde anılan Kanunda belirtilen müeyyidelerin uygulanacağı tabiidir.

 

Diğer taraftan, düzenlenen faturanın alıcı tarafından dava konusu yapılması nedeniyle ilgili takvim yılında indirim konusu yapılamayan KDV, davanın sonuçlandığı yıl içinde alıcı tarafından kanuni defterlere kaydedilmesi şartıyla indirim konusu yapılabilir.

 

Sorumlu sıfatıyla KDV beyanının hiç yapılmadığının veya eksik yapıldığının tespiti üzerine veya mükellefin kanuni süresinden sonra sorumlu sıfatıyla verdiği beyanname üzerine bu vergilerin tarh edilmesi halinde, tarh edilen KDV’nin vergi dairesine ödenmesi ve ödemenin gerçekleştiği takvim yılı aşılmaması şartıyla, ödenen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkündür.

 

 

KDV’ye tabi işlemi yapan satıcı tarafından zamanında düzenlenmeyip, alıcı tarafından en geç fatura düzenleme süresinin son gününü takip eden vergilendirme dönemi içinde noterden ihtarname gönderilmesi üzerine satıcı tarafından düzenlenen faturada gösterilen KDV, alıcı tarafından faturanın düzenlendiği takvim yılı içinde kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirim konusu yapılabilir.

 

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 174 üncü maddesinde "Hesap dönemi normal olarak takvim yılıdır. Şu kadar ki, takvim yılı dönemi faaliyet ve muamelelerinin mahiyetine uygun bulunmayanlar için, bunların müracaatı üzerine Maliye Bakanlığı 12'şer aylık özel hesap dönemleri belli edebilir." hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, gelir veya kurumlar vergisi bakımından özel hesap dönemine tabi olan KDV mükelleflerinin yüklendikleri KDV’yi özel hesap dönemini aşmamak kaydıyla belgelerin kanuni defterlere kaydedildiği dönemde indirmeleri mümkündür.

 

5.6. İndirimin Zamanı

 

7104 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle, 3065 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında değişiklikle 1/1/2019 tarihinden itibaren indirim hakkı, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilecektir. Buna göre, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı içinde yasal defterlere kaydedilen belgeler, gelir veya kurumlar vergisi açısından söz konusu belgelerin defterlere kaydedildiği vergilendirme dönemleri için dönemsellik ilkesi gereği kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınsa dahi bu belgelerde gösterilen KDV indirim konusu yapılabilir.

Bu hükme göre, 2018 takvim yılına ilişkin mal ve hizmet alımlarına (vergiyi doğuran olayı 2018 yılında gerçekleşen) ait belgelerin 2019 takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili defterlere kaydedilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen KDV tutarları indirim konusu yapılabilecektir.

 

Bilindiği üzere 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun kayıt nizamına ilişkin 219 uncu maddesinin “a” ve “b” bendinde; “Muamelelerin, işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir. Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten müesseselerde, muamelelerin bunlara işlenmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesine cevaz vermez.” hükmü yer almaktadır. Aynı Kanunun (352/1–6)ncı maddelerinde ise bu hükme aykırı hareket edilmesi halinde, 1 inci derece usulsüzlük cezası uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

 

Mükelleflerin alış ve giderlerine ilişkin vesikaların, kendi iradeleri dışındaki sebeplerle işletmeye kayıt süresi geçtikten sonra intikal etmesi halinde, mücbir sebep olarak kabul edilmesi ve ispat edilmesi şartıyla vesikaların kayıt süresinden sonra kayda alınması mümkündür.

 

Buna göre, fatura ve benzeri vesikaların 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun kayıt nizamına ilişkin yukarıda belirtilen sürelerin dışında ancak KDV indirim hakkı için belirtilen süre içinde yasal defterlere kaydedilmesi durumunda, KDV indirim hakkı kullanılacak olmakla birlikte belgelerin yasal defterlere geç kaydedilmesine neden olan olayın mücbir sebep olarak kabul edilmemesi durumunda usulsüzlük cezası uygulanabilecektir.

 

Örnek: 28 Ağustos 2012 tarihli alış faturasının 10 günlük süreyi aşmayacak şekilde 5 Eylül 2012 tarihinde deftere kayıt edilmesi halinde faturada gösterilen KDV, 5 Eylül 2012 dönemi işlemlerine dahil edilerek indirim konusu yapılabilecektir.

 

Öte yandan Kanunun (11/1-c) ve geçici 17’nci maddeleri uyarınca satıcı tarafından ihraç kayıtlı teslim kapsamında teslimi gerçekleştirilen mallara ilişkin KDV, alıcı tarafından malın teslimi anında indirilecek KDV hesaplarına intikal ettirilmemektedir. Alıcı tarafından söz konusu alım nedeniyle yüklenilen KDV, süresi içinde ihracatın gerçekleşmemesi durumunda indirilecek KDV olarak kayıtlara intikal ettirilebilmektedir. Dolayısıyla bu durumda alıcının ihracat için verilen sürenin son gününü izleyen gün itibarıyla indirim imkânı doğan vergiyi, bugünü içine alan takvim yılını takip eden yılın sonu aşılmamak kaydıyla indirim konusu yapması mümkündür.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Diğer taraftan, düzenlenen faturanın alıcı tarafından dava konusu yapılması nedeniyle ilgili takvim yılında indirim konusu yapılamayan KDV, davanın sonuçlandığı yılı takip eden yılın sonuna kadar alıcı tarafından kanuni defterlere kaydedilmesi şartıyla indirim konusu yapılabilir.

 

Sorumlu sıfatıyla KDV beyanının hiç yapılmadığının veya eksik yapıldığının tespiti üzerine veya mükellefin kanuni süresinden sonra sorumlu sıfatıyla verdiği beyanname üzerine bu vergilerin tarh edilmesi halinde, tarh edilen KDV’nin vergi dairesine ödenmesi ve ödemenin gerçekleştiği takvim yılını takip eden takvim yılının sonu aşılmaması şartıyla, ödenen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkündür.

 

KDV’ye tabi işlemi yapan satıcı tarafından zamanında düzenlenmeyip, alıcı tarafından en geç fatura düzenleme süresinin son gününü takip eden vergilendirme dönemi içinde noterden ihtarname gönderilmesi üzerine satıcı tarafından düzenlenen faturada gösterilen KDV, alıcı tarafından vergiyi doğran olayın meydana geldiği takvim yılını takip eden yılın sonuna kadar faturanın kanuni defterlere kaydedilmesi şartıyla indirim konusu yapılabilir.

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 174 üncü maddesinde "Hesap dönemi normal olarak takvim yılıdır. Şu kadar ki, takvim yılı dönemi faaliyet ve muamelelerinin mahiyetine uygun bulunmayanlar için, bunların müracaatı üzerine Maliye Bakanlığı 12'şer aylık özel hesap dönemleri belli edebilir." hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, gelir veya kurumlar vergisi bakımından özel hesap dönemine tabi olan KDV mükellefleri de KDV indirim hakkını, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu özel hesap dönemini takip eden özel hesap döneminin sonu aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilecektir.

 

Diğer taraftan, 7104 sayılı Kanunla 3065 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan değişiklikle, Vergi Usul Kanununun 322 nci maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen KDV’nin, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabileceği; şu kadar ki Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesine göre karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınan KDV’nin bu fıkra kapsamında indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınmasının şart olduğu hükme bağlanmıştır.

 

Mükellefler tarafından yapılan mal teslimleri ve hizmet ifalarına ilişkin hesaplanan KDV’nin, söz konusu mal ve hizmet bedellerinin tahsil edilip edilmediğine bakılmaksızın beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.

 

Buna göre, 1/1/2019 tarihinden itibaren yapılan mal teslimleri veya hizmet ifalarına ilişkin alacakların, 213 sayılı Kanunun 322 nci maddesine göre değersiz alacak haline gelmesi durumunda söz konusu mal teslimleri veya hizmet ifalarına ilişkin hesaplanan KDV’nin indirim konusu yapılması mümkündür. 213 sayılı Kanunun 323 üncü maddesine göre karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınan KDV’nin bu fıkra kapsamında indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınması şarttır.

 

Söz konusu KDV tutarı, alacağın zarar yazıldığı tarihi kapsayan vergilendirme dönemi 1 No.lu KDV Beyannamesinin “İndirimler” kulakçığında “İndirimler” tablosunda 108 kod numaralı “Değersiz Hale Gelen Alacaklara İlişkin İndirilecek KDV” satırı aracılığıyla indirim konusu yapılır ve değersiz hale gelen alacağa ilişkin borçlu mükellef bilgilerini içeren beyanname eki form doldurulur.”

 

 

3- 01.01.2019 tarihinden itibaren KDV indirim hakkının vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılının sonuna kadar kullanılabilecek olması sebebiyle, KDV Genel Uygulama Tebliğinin III/B-3.1.3.4 numaralı “Sonradan Düzenlenen veya Temin Edilen Belgeler” başlıklı bölümünün son paragrafın değiştirilmesi gerekmektedir. Bu konudaki önerimiz aşağıda yer almaktadır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliği III/B-3.1.3.4

Mevcut Metin

KDV Genel Uygulama Tebliği III/B-3.1.3.4

Öneri

 

3.1.3.4. Sonradan Düzenlenen veya Temin Edilen Belgeler

Ancak, 3065 sayılı Kanunun (29/3) üncü maddesine göre indirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceğinden, sonradan temin edilen belgelerde yer alan KDV tutarlarının iade hesabına dâhil edilmesinde de bu hususa dikkat edilecektir. Bir başka deyişle vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı içerisinde kanuni defterlere kaydedilmeyen fatura ve benzeri belgelerde yer alan KDV tutarlarının indirimi ve iade hesabına dahil edilmesi mümkün değildir.”

 

3.1.3.4. Sonradan Düzenlenen veya Temin Edilen Belgeler

Ancak, 3065 sayılı Kanunun (29/3) üncü maddesindeki indirim hakkının kullanılacağı süre ile ilgili düzenlemelere, sonradan temin edilen belgelerde yer alan KDV tutarlarının iade hesabına dâhil edilmesinde de dikkat edilecektir. Bir başka deyişle 3065 sayılı Kanunun (29/3) üncü maddesinde öngörülen indirim hakkının kullanılabileceği dönem içinde kanuni defterlere kaydedilmeyen fatura ve benzeri belgelerde yer alan KDV tutarlarının indirimi ve iade hesabına dahil edilmesi mümkün değildir.”

 

4- 7104 Sayılı Kanun ile 01.01.2019 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere 3065 Sayılı KDV Kanunu’nun 30/a ve geçici 20. Maddelerinde yapılan düzenleme ile 17/2-b, 17/2-c, 17/2-d, 17/4-c, 17/4-ı, 17/4-ö ve Geçici 20. Maddelerinde yer alan istisna kapsamındaki teslim ve hizmetlerle ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisi indirim konusu yapılabilir hale gelmiş olup, bu değişikliğe ilişkin açıklamaların yer aldığı Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair 22 Seri No.lu Tebliğ taslağının 2 ve 3. maddelerinde yukarıda bahsedilen istisnalarla ilgili olarak

 

“1/1/2019 tarihinden itibaren bu istisna kapsamında yapılan işlemlere ilişkin yüklenilen KDV indirilebilir, ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade edilmez.”

 

açıklaması yapılmıştır.

 

3065 Sayılı KDV Kanunu’nun 30/a maddesindeki düzenleme ile 3065 Sayılı KDV Kanunu’nun 17/2-b, 17/2-c, 17/2-d, 17/4-c, 17/4-ı, 17/4-ö ve Geçici 20. Maddeleri kapsamında 01.01.2019 tarihinden sonra gerçekleştirilecek teslim ve hizmetlerle ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisi indirilebilir hale gelmiştir. Diğer taraftan 7104 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle, 3065 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında değişiklikle 01/01/2019 tarihinden itibaren indirim hakkı, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılının sonuna kadar kullanılabilmektedir. Dolayısıyla 17/2-b, 17/2-c, 17/2-d, 17/4-c, 17/4-ı, 17/4-ö ve Geçici 20. Maddeleri kapsamında 01.01.2019 tarihinden sonra gerçekleştirilecek istisna kapsamındaki teslim ve hizmetlerle ilgili 31.12.2018 tarihine kadar yapılan alımlara ait olan ve indirilmemiş olan KDV’lerin indirim konusu yapılması imkânı sağlanmış olmaktadır.

 

Bu sebeple Tebliğ taslağının 2 ve 3. Maddelerindeki açıklamaların;    

     

“1/1/2019 tarihinden itibaren bu istisna kapsamında gerçekleştirilecek teslim ve hizmetlerle ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisi indirilebilir, ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade edilmez. 01/01/2019 tarihinden sonra gerçekleştirilecek teslim ve hizmetlerle 31.12.2018 ve öncesi dönemlere ait alış vesikalarında gösterilen indirim konusu yapılmamış bulunan KDV tutarları da 31.12.2018 ve öncesi dönemlere ait gelir veya kurum kazancının tespitinde gider veya maliyet olarak dikkate alınmamış olmaları şartıyla indirim konusu yapılabilecektir.”

 

şeklinde düzeltilmesi uygun olacaktır.

 

5- KDV Genel Uygulama Tebliğinde İndirimli orana tabi teslimlerle ilgili yılı içindeki mahsup iade taleplerinin hangi dönem borçlarından mahsup edilebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamakta olup, Vergi Daireleri uygulamada Aralık ayı KDV, muhtasar vb borçlarına mahsup yapmakta dördüncü dönem geçici vergi borcuna mahsup taleplerini kabul etmemektedir. Yıl içinde indirimli orana tabi satışlarına ilişkin mahsuben iade talebi bulunan tüm mükelleflerin mahsup edebilecekleri ocak-Kasım dönemlerine ait borçlarının bulunmaması durumunda KDV Uygulama Tebliğinin III.B.3.5.3- “Yılı İçerisinde Mahsup Edilemeyen Tutarların Beyannamede Gösterilmesi” bölümünde yer alan açıklalar çerçevesinde takip eden yılda yıllık iade talep etmeleri gerektiğinden mükelleflere ve vergi dairelerine ilave iş yükü çıkmaktadır.

 

Yıl içindeki mahsuben iade taleplerinin en son Aralık borçları ve aynı yıla ait 4. Dönem geçici vergi borcuna mahsup edilebileceğinin açıklanması halinde mükellef ve vergi dairelerine kolaylık sağlanmış olacaktır. Bu konudaki önerimiz aşağıda yer almaktadır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliği III/B-3.2.2

Mevcut Metin

KDV Genel Uygulama Tebliği III/B-3.2.2

Öneri

 

3.2.2. Mahsubu Talep Edilebilecek Borçlar

 

Mükellefler, indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade alacaklarının, Tebliğin (IV/A-2.1.1.) bölümünde belirtilen borçlara mahsubunu talep edebilirler. Ayrıca mükelleflerin iade alacaklarının, (%51) veya daha fazla hissesi kamuya ait kuruluşlardan temin ettikleri elektrik ve doğalgaz borçları ile organize sanayi bölgelerinden temin ettikleri elektrik, su, doğalgaz, internet hizmetleri, altyapı katılım payları ve aidatlara ilişkin borçlarına mahsubu da mümkündür.

 

3.2.2. Mahsubu Talep Edilebilecek Borçlar

 

Mükellefler, indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade alacaklarının, Tebliğin (IV/A-2.1.1.) bölümünde belirtilen borçlara mahsubunu talep edebilirler. Ayrıca mükelleflerin iade alacaklarının, (%51) veya daha fazla hissesi kamuya ait kuruluşlardan temin ettikleri elektrik ve doğalgaz borçları ile organize sanayi bölgelerinden temin ettikleri elektrik, su, doğalgaz, internet hizmetleri, altyapı katılım payları ve aidatlara ilişkin borçlarına mahsubu da mümkündür. Yıl içindeki indirimli orana tabi teslimlerden doğan iade alacağının yukarıda belirtilen borçlara mahsup talebinde, mahsubu talep edilen borcun en geç indirimli orana tabi teslimin gerçekleştiği yılın, 31 Aralık tarihi itibariyle (dördüncü geçici vergi dönemi dahil) biten vergilendirme dönemine ait olması veya Aralık tarihli faturalara ait olması gerekir.  

 

DÖVİZ
MALİ AÇIKLAMALARA ÜYELİK
E-Mail
MALİ TAKVİM